Ana içeriğe atla

Eleştirel Düşünme Becerileri Öğrenilebilir!


Eleştirel düşünme becerileri öğretilebilir!*

Eleştirel düşünme gibi öznel bir konunun öğretilip öğretilemeyeceği bir süredir tartışma konusuydu, ancak yeni bir çalışma bunun gerçekten mümkün olduğunu gösteriyor. Stanford Üniversitesi’nin Fizik departmanının ve Eğitim Bilimleri Fakültesi’nin yürüttüğü deneylerde öğrencilere eleştirel düşünme becerilerinin öğretilebilecekleri ortaya koyuyor.
Modern toplumda eleştirel düşünme becerilerinin ne kadar önemli olduğunu anlatmaya gerek yok. Bilgiyi çözebilme, yorumlayabilme ve yaratıcı çözümler sunma yeteneği aklımızla doğrudan ilişkilidir.
Çalışma fizik laboratuvarına giriş dersindeki öğrencilerin iki gruba ayrılmasıyla yapılmıştır. Bir grup öğrenciye (deney grubu) veri kümeleri arasında nicel karşılaştırmalar yapmak için talimat verilmiş, diğer gruba ise (kontrol grubu) hiçbir talimat verilmemiştir. Verileri bilimsel bir şekilde karşılaştırma, yani gözlemlerini istatistiksel veya matematiksel olarak ölçebilmek, deney grubu için ilginç sonuçlara yol açtı.
Bu talimatlar kaldırıldıktan sonra bile, sınıfta kullanılan deney yöntemlerini iyileştirmek için yaratıcı çözümler sunma konusunda 12 kat daha iyiydi deney grubu. Aynı zamanda yöntemlerin kısıtlamalarını dört kat daha iyi anlatacak ve muhakemelerini kontrol grubundan daha iyi açıklayacaklardı.
Sonuçlar, bir sonraki yıl, farklı sınıftaki farklı öğrencilerle bile tutarlıydı. Peki bu eleştirel düşünce hakkında ne ima eder ve bu bulguları kendimizi ve toplumumuzu geliştirmek için nasıl kullanabiliriz?
Bilgiye ulaşma kolaylığının eşi benzerinin görülmediği bir çağda yaşıyoruz. Vikipedi’de bir sayfaya katkıda bulunduğunuzda ya da kaynağı olmayan bir yazı okuduğunuzda (hiç kaynak gösteriyorlar mı ki?) okuduğunuzu anlama ve tartma beceriniz sürekli bir ihtiyaçtır. Bu nedenle eleştirel düşünme becerilerine sahip olmamız zorunludur. Ayrıca, eleştirel düşünce becerilerinizi kullanmazsanız, aile yemeklerinde tartışacak hiçbir şeyiniz kalmaz. Eleştirel düşünme becerilerini öğrenerek bir nevi beyninizi abur cubur bilgiyle beslemekten sağlıklı bir diyete geçmesi demektir. Herhangi bir popüler konuya bakın ve kendinizi test edin. Bu doğru mu? Doğruysa veya değilse, iki türlü de, nasıl biliyorum bunu? Bunu çözmek için kullanabileceğim bir veri (kanıtlanabilir, olgusal bir bilgi) var mı?
Kesinlikle kendimizi daha iyi eleştirel düşünürler olarak yetiştirebiliriz, ama aynı zamanda bu becerileri çocuklara da öğretmemiz önemli. Çalışmalar, bu yeteneğin başarımız için ne kadar önemli olduğunu gösterdi, ama yine de birçok kişi bunu öğretmede berbat bir iş çıkardığımızı düşünüyor. Ancak bu çalışma, eğitimcilerin ve velilerin bu becerilerin öğretilebilir olduğunu fark etmelerini sağlayabilir. Daha iyi düşünen bir toplumun etkileri niceliksel değildir, ancak ben olağanüstü olacağına inanıyorum.


*Lori CHANDLER, 2015, “Study: There Are Instructions for Teaching Critical Thinking”, (Çev. Hale Tuba Yılmaz).  http://bigthink.com/ideafeed/can-you-be-taught-how-to-think-better


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Çocuk ve Felsefe

Çocuklar, "şeyler hakkında farklı düşünme biçimlerine" yetişkinlerden daha açıktırlar. Yetişkinler, düşünmeyi farklı şekillerde deneyimlemeyi çok zor bulabilir. Ayrıca, yetişkinlerin alternatif düşünce tarzlarına yatkın olma olasılığı daha azdır. Bunun nedeni, biz yetişkinlerin erken yaşta kazandığı kalıp yargılardır. Bunlar kendi içimizde sorgulanıp doğru değerlendirilmediği sürece de yargı olarak kalırlar. Bu nedenle, erken yaşta çocukların "felsefe" ile, "felsefe yapma"ile tanıştırılmaları önemlidir. Her şeyden önce felsefe, çocukları bağımsız düşünürler olmaya ve kendileri için cevap aramaya teşvik eder. Bu açıdan Çocuklar İçin Felsefe,  çocukların merak duygusunu geliştirerek büyük bir fırsat sunmaktadır; büyük sorular sorma ve bağımsız düşünebilme yeteneklerini geliştirme... Felsefe, çocuğun zaten var olan merak duygusunu harekete geçirir ve geliştirir. Bir çocukta derin bir hayretle şaşkınlık, öğrenme için hayat boyu sürecek bir tutkuya y...

Stoacı Romalı filozofların öğretileri, depresyon konusunda bize yardımcı olabilir!

Depresyon günümüzde yükselişte. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yürütülen bir çalışma, depresyonun on yıl gibi kısa bir sürede yüzde 20 oranında artış gösterdiği yönünde. Ben bir üniversitede çalışıyorum. Bazılarıburanın keyifli ve enerjik bir yer olduğunu düşüyor olabilir; ama öyle değil, yorgunluk ve tükenmişlik artmış gibi duruyor. Hatta ben bile bu ortamda bulunmaktan zaman zaman sıkılabiliyorum. Eskiçağ felsefesi okumuş ve Stoacılık üzerine araştırmalar yapmış biri olarak, Roma imparatoru, Stoacı Marcus Aurelius ve eski bir köle olan Stoacı felsefe hocası Epiktetos ile teselli buluyorum. Bu eski düşünürlerin depresyonla mücadele konusundaki önerileri neydi peki? Elbette profesyoneller tarafından tedavi edilmesi gereken ciddi sağlık meselelerini buraya eklemek zorunda kalırsam, hepimizin ara sıra hissedebileceği sıradan bir tükenmişlik sendromundan ve depresyondan farklı bir konu konuşuyor olurduk. Stoacılık nedir? Stoacılık evrenin doğal varoluşuyla bütünlük içinde yaş...

Çocuklar İçin Felsefe (P4C): “ BeN Ve Sen Güzelce Tartışıp Anlaşıyoruz”

Çocuklarla Felsefe oturumlarında kullanmak üzere bir sloganım var: “ B e N V e S en G üzelce T artışıp A nlaşıyoruz” Çocuklara bu slogandaki belirgin yazılan harflerin birer şifre olduğunu ve her şifrenin başka bir kapıyı açtığını anlatıyorum. Bu şifreler, Çocuklar İçin Felsefe oturumlarını yürütmenin olmazsa olmaz anahtarları… Bir şey okuduklarında, dinlediklerinde veya izlediklerinde bu harflerden birini veya çoğunu kullanmayı deneyerek aslında felsefe yapmayı deneyimlemiş oluyorlar. B :        Bu ne anlama geliyor? : Problem nedir? N:       Neden? Ne sebeple? Sebebi “haklı sebep” yapan nedir? V:       Varsayımlar / Neyi varsayabiliriz? / Gördüklerimiz, düşündüklerimiz, söylediklerimiz,            tartıştıklarımız varsayımlarımızı nasıl etkiliyor? S:         Sonuçlar / Çıkarabileceğimiz “sonuçlar” nelerdir? G:...